Vardığı her aşama insanı hoşnutsuz ve kafası karışmış bırakıyor, bu zihin karışıklığı da onu yeni çözümler aramaya itiyor. İnsanın içinde doğuştan getirdiği bir “gelişme güdüsü” yoktur; onun yola koyulmasına neden olan varoluşundaki çelişkidir. İnsan, cenneti –doğayla bütünlüğü– yitirince amaçsızca dolaşıp duran sonsuz bir gezgin (Odysseus, Oedipus, Abraham, Faust) oldu; ilerlemeye ve bitmez tükenmez bir çabayla bilgisindeki boşlukları yanıtlarla doldurarak bilinmeyeni bilinen yapmaya sürüklendi. İnsan kendine kendini ve varlığının anlamını açıklamak zorundadır.